BİR BAŞKADIR GÜN BATIMINDA İSTANBUL
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
Orhan Veli Kanık gibi İstanbul’u dinlemek…
Bir şiir gibi, bir şarkı gibidir İstanbul… Necip Fazıl Kısakürek’in de şiirlerinde söz ettiği haliyle,
“Güneş ve Ay ezelden iki İstanbulludur” adeta…
Hep şikayet ederiz kalabalığından, gürültüsünden, trafik keşmekeşinden ve daha bilmem nelerden ama bir türlü de vazgeçip gidemeyiz bu latif beldeden… Huysuz ve tatlı bir kadın misali kendine aşık etti mi bir kez insanı ne bırakıp gitmek çok zordur artık…
Sahne tozunu yutanlar bilir, sahne tozunu kulisin tozunu bir kez yutanlar bir daha kolay tiyatroyu bırakamaz ya; bu Dünya’nın en güzel sahnesi İstanbul’u da bırakıp gitmek öyle zordur işte…
Gün batımında İstanbul’u izlemek için yukarıdaki videoya tıklayınız.
Yukarıdaki videoda İstanbul’un en güzel köşelerinden birinden Şemsipaşa sahilinden Kızkulesi ve günbatımında İstanbul ve Kız kulesinin doyumsuz manzarasını izleyerek geçen gemileri dev turist gemisinin İstanbul’dan zoraki ayrılışını ve daha fazlasını kayalıklarda manzaranın tadını çıkaran insanlarla birlikte izleyebilirsiniz…
Cihangir Yiğit / hobitat.com